ŞEYTAN AMELLERİ BOŞA ÇIKARIR EMEKLERİ ZAYİ EDER

NİSA 117 - Onlar, Allah'ı bırakırlar da, yalnız dişilere taparlar. Böylece ancak her türlü hayrdan uzak, inatçı şeytana tapmış olurlar.

ŞEYTAN AMELLERİ BOŞA ÇIKARIR EMEKLERİ  ZAYİ EDER

 

إِن يَدْعُونَ مِن دُونِهِ إِلاَّ إِنَاثاً وَإِن يَدْعُونَإِلاَّ شَيْطَاناً مَّرِيداً {117}

NİSA 117- Onlar, Allah'ı bırakırlar da, yalnız dişilere taparlar. Böylece ancak her türlü hayrdan uzak, inatçı şeytana tapmış olurlar.

 

 

İbadetlerin imanı güçlendirdiği ya da artırdığı konusunda deliller mevcuttur. Tecrübe olarak ta bunun tesbit edilmesi mümkündür. Allah Celle Şanuhu  kendi katında en mükerrem olan kulların en çok takva çabası gösterenler olduğunu ayet ile bildirmektedir. İbadetleri hassas bir şekilde yerine getirenler, yasaklardan kaçınma duygusunu güçlendirmiş olurlar. Hatta ibadetleri huşu duygusuyla yerine getirenler Allah’ı gücendirmeme anlayışına sahip olacakları için ibadetleri daha güzel daha mükemmel eda etme  çabasına girerler. Yani ibadetlerde özen ve itina sahibi olurlar. İbadetlerde böyle hassas hale gelen müminlerin iç dünyalarında yankılanan seslere karşı duyarlılıkları artar ve o seslerin kaynağını ayırt edebilme yeteneği kazanırlar. Çünkü onlar için şeytan apaçık bir düşmandır ve ona karşı mutlaka tedbirli olmak gerekir.

Şeytan asla hafife alınacak bir düşman değildir. Düşmanlığı konusunda onu hafife alanlar sonu hüsran olan bir tabloyu yaşamak zorunda kalırlar. Yalnız şeytanın düşmanlığı konusunu takıntı haline getirip onun alt edilemeyeceği düşüncesi içine kaybolmak gerekmez. Böyle bir durum varsa zaten şeytan o kişinin hayatında etkili olmuş demektir. Ona karşı sığınılması ve iltica edilmesi gereken en korunaklı kale Allah’ın rahmet deryasıdır. Kendisine sığınanları şeytanın eline bırakmayacak en mükemmel koruyucu Rabbimizdir.

Şeytan öncelikli olarak insanları Allaha kulluktan uzaklaştırma gayreti içinde olur. Bunu becerdiği zaman, insanın şeytana gerek kalmaksızın kendi ifsadını gerçekleştirmesi mümkün olacaktır.

                  Şeytan ibadetlerini dikkatlice yapan, Allah’a kulluğunu ihsan derecesinde gerçekleştiren kullara farklı yöntemle yaklaşır. Onlarda daha çok ibadetlerin yerine getirilmesi konusundaki hassasiyeti zedeleyerek o konuda kırılma yaşanmasını planlar. Namaz kılan bir müttakiye namaz kılma demez ama namazı esnasında onu gaflete düşürecek hain planları uygulamaya koyar ve onun namazdan elde etmesi gereken manevi enerjiyi elde etmesini engeller.

                    Zekat vereni, riya duygusuyla, vermiş olmanın kazandıracağı ve vermeyi çoğaltacak engin ruh halinden uzaklaştırır.

                   Aslında kul olmak, ahseni takvim insan olmak demektir. İçindeki insanlığına halel getirecek fücuru reddetmek, esfeli safiline düşmemek demektir. Aşağılaşmak anlamına gelen, hayvanlar gibi olmak yada ondan daha aşağı olmaktan uzaklaşmak, Allahın sevdiği kullar derecesine ermek demektir.

                    Şeytan, kendi yolunda olanlarla fazla uğraşmasına gerek olmadığı için mesai yoğunluğunu kulluğunu güzelleştirmek isteyenler üzerine yapar. Zira kulun yaptığı işleri salih hale getirmesi şeytanın faaliyetlerine ket vurması anlamına gelir. Kulun amelinden ne kadarını çalarsa, çaldırırsa, amacına erişmeyecek hale getirirse kendini o denli başarılı sayar.

                   Allah azze ve celle namaz kılmanın kulu fahşadan ve boş şeylerden alıkoyacağını söyler. Şeytan kulun namazdaki verimini düşürerek namazın onun üzerinde ortaya çıkacak sonuçlarını ortadan kaldırmaya çalışır. Nitekim namaz kılan bir kul şeytanın namazdaki şunu hatırla, bunu hatırla telkinleriyle okuduklarından gafil, davranışlarının anlamlarından uzak bir namaz kılar ve namazın onda oluşturacağı namaz ahlakından uzak kalır. Zira namaz kılmanın sonuçları olarak fahşadan uzaklaşmak, boş şeylerle meşgul olmamak gelir. Şeytanın namaz kılan insanlar üzerindeki başarısının sonucu olarak, namaz kılan fakat yalan söyleyebilen. İftira atabilen, zina edebilen, içki içebilen insan tipleri türemiştir.

Diğer Haberler