NAMAZDA SALAVAT
NAMAZDA SALAVAT
Allaha tazim maksadıyla kılınan namazın içinde peygamberlere ayrı bir başlık açmak, onlara dua etmek enteresandır.
Bir bakıma kulun yürüdüğü yolun ilk örnekleri olan bu mübarek zatların Allah’ın dinine verdikleri emeklerin, hayırla yad edilmesi sayılabilir bu salavatlar.
Aynı zamanda salavatları okumakla kul hangi yolun yolcusu olduğunu itiraf etmiş olur.
Yani Allah’ım, bu yolun şerefli yolcusu İbrahim as ve Hz Muhammed as ın yolundan yürüyorum, bunu itiraf ediyorum. Demektetir kul.
Salavatları okumak siyasi bir hatırlamadır.
Çünkü biz Muhammed as ve İbrahim as milletindeniz.
Onlar bizim ırkımızdan değildi, fakat biz onların dinindeniz.
Din birliği milliyet birliğidir.
Onların ailelerinin bu yoldaki meşakkatlere sabır göstermeleri asla küçük görülecek bir iş değildir.
Bu sebeple onları da hayırla yad ediyorum, onların mükafatlarını ver Ya Rabbi demektir, salavat okumak.
Allahümme salli ala Muhammedîn, ve ala ali Muhammed,
Ey Rabbimiz Muhammed As e ve onun ailesine rahmet et.
Kema salleyte ala İbrahime ve ala ali İbrahim,
Tıpkı İbrahim as ve ailesine rahmet ettiğin gibi
İnneke hamidün mecid
Çünkü sen övülmeye layık yegane şan ve şeref sahibisin
Allahümme bârik ala Muhammedîn, ve ala ali Muhammed,
Ey Rabbimiz Muhammed As e ve onun ailesine mübarek kıl.
Kema bârekte ala İbrahime ve ala ali İbrahim,
Tıpkı İbrahim as ve ailesine mübarek kıldığın gibi
İnneke hamidün mecid
Çünkü sen övülmeye layık yegane şan ve şeref sahibisin