Ramazan
Rahmet ayı ramazan, neden rahmet ayı derseniz, dünya üzerinde iki
milyar insanın kendisine değer verdiği bir zaman dilimi ramazan ve bu
ayda oruçla birlikte aç kalmanın ve yoksullar üzerinde kol kanat
germenin verdiği havayla sadece müslümanları değil bütün bir
insanlığı bu rahmetin bürüdüğünün şahidi oluruz.
Ramazan
Rahmet ayı ramazan, neden rahmet ayı derseniz, dünya üzerinde iki
milyar insanın kendisine değer verdiği bir zaman dilimi ramazan ve bu
ayda oruçla birlikte aç kalmanın ve yoksullar üzerinde kol kanat
germenin verdiği havayla sadece müslümanları değil bütün bir
insanlığı bu rahmetin bürüdüğünün şahidi oluruz. Bu sebeple rahmet
ayıdır ramazan. Ramazan ayında Allah’ın merhametinin insanlar
eliyle yeryüzünde tecelli ettiğini görürüz,
Onbir ayın sultanı, neden çünkü diğer onbir ayın hiçbirisini insanlara
karşılama ve uğurlama gayreti içine girmezler ve ramazan ayının
haricinde hiçbir ay için özel hazırlıklar yapılmaz.
Ramazan gelmeden iki ay öncesinden oruç karşılanmaya başlar.
Müminlerin bir kısmı üç aylar anlayışı içinde ya keffaret orucu tutarlar
ya da orucun manevi atmosferini iki ay öncesinden teneffüs etmeye
başlarlar. Nihayet ramazanla birlikte kemale ermiş bir oruç ruhuna
bürünür insanlar ve tabir caizse insanlar orucun tecelli ettiği birer
simge haline gelirler.
Kur’an ayı Ramazan
“Biz onu kadir gecesinde indirdik” buyurur Rabbül Alemin.
Her ramazan Resulullah’ın Kur’an’dan o güne kadar nazil olan
kısmını Cebrail As e arz ettiğini biliyoruz. Son yıl Hz Muhammed sav
Cebrail’e Kur’an’ı arz ettikten sonra Cebrail as da Resulullah’a
tekraren okumuş.
Ramazan ayında Kur’an’ın arzı eyleminin müminler tarafından
mukabele şeklinde sünnet haline getirildiğine şahit oluyoruz.
Geçmiş dönemler itibarıyla müminlerin Kur’an okumaya yaklaşımları
ile bugün itibarıyla önemli bir farkındalığın oluştuğunu görüyoruz.
Okunan Kur’an’ın anlaşılması konusunda özel gayret içine girmiş
olan müminlerin okumayı, yaşama ile anlamlandırması Kur’an’ın
gerçek kıraatlerini ortaya çıkaracaktır.
Sahabenin bu konuda sergilediği yaklaşımı prensip haline getirerek
okuduğumuz Kur’an’ın yaşanması halinde muradı İlahinin tecelli
etmesi mümkün olacaktır.
Kur’an okuyan okuduğunu anlayan, anladığını yaşayan bir mümin
dünyayı değiştirebilecek güç ve kudretin temsilcisi olacaktır.