ŞEYTAN CEHALETİ TEŞVİK EDER
ŞEYTAN CEHALETİ TEŞVİK EDER
وَلاَ تَقْفُ مَا لَيْسَ لَكَ بِهِ عِلْمٌ
إِنَّ السَّمْعَ وَالْبَصَرَ وَالْفُؤَادَ كُلُّ أُولـئِكَ كَانَ عَنْهُ مَسْؤُولاً {36}
İsra 36 - Bir de hiç bilmediğin bir şeyin ardına düşme! Çünkü kulak, göz, gönül, bunların her biri yaptıklarından sorumludurlar.
Bilinmeyen şey, bilgisizlik, şeytanın en yoğun olabileceği ilgi alanıdır. İnsanların vesveseye uğrayacağı alanlar bilgisiz olduğu ve insanın o konulardaki bilgisizliğini kabul etmediği alanlardır. Bu aslında insanın bilgili olduğu alanlarda etkili olamayacağı anlamına gelmez. Bazen insan bilgili olmakla beraber, bilginin insanda iğreti duruşu söz konusu olabilir. Yani bilgi içselleştirilmemiş, imani değerler açısından ahlak haline getirilmemiş olabilir. Bu durumlarda da bilgi haksız övünç kaynağı olabilir. Böyle durumlarda riya ve bilgi kaynaklı kibir söz konusu olabilir. Şeytan bu durumları da çok iyi değerlendirir. İfsadını, saptırmasını bu alanda yoğunlaştırır.
Bilgi insana güven verir, bunun yanı sıra bilgisizlik insanın yapısı itibarıyla egosunun kuvvetli olduğu durumlarda bilgili olmaktan daha öte cesaret verebilir. Cahil cesareti denilen şey budur. İnsanın bilmediği halde biliyormuş gibi yaptığı yerlerde en büyük destekçisi şeytandır. Şeytan insanı rüzgarının önüne kattığı durumlarda sonu felaket olabilecek pozisyonlara düşürebilir.
Pohpohlama sanatının en büyük üstadı şeytandır. Cahilliğin insana verdiği, yapılan işlerin sonucunu kestirememe özelliği, insanı; şeytan tarafından en iyi işlenebilecek malzeme yapar.
İnsanın bilgisizliğini kabullenmesi ve bilgisiz olduğu alanlarda susmayı tercih etmesi fazilettir. Bu meziyete sahip olanlar kendi üzerlerinde şeytanın tasarrufunu azaltmış olurlar. Bu durum kişinin haddini bilmesi demektir. Kişinin haddini aşırmak şeytanın üslendiği görevlerdendir.
Bilgili olup ta bilginin içselleştirilmesi durumunu yaşayamayan kişilerde, bilgi karakter olmayacağı için bilgiye muhalif davranışlar, sıkça görülebilen bir durumdur. İslami ilimler konusunda da bilgilerin kişide iman haline gelmemesi söz konusu olabilir. Bu durumlarda egonun da baskın olması hali kişinin şeytana malzeme olmasını sağlar. İslami ilimlerle birlikte olması gereken edep, tevazu, vakar gibi sıfatlar, bilgilerin iman, ahlak haline dönüşmesi ile mümkündür. İslami ilimler iman ve amel maksadıyla elde edilirler. Bilgi birikimine sahip olma adına elde edilmeleri onları pratiğe dönüştürmeyeceği için pratiğe dönüşmemiş ilim amel olarak muhafaza görevini üslenmemiş olur.
İmanın nakısa halinde olması durumunda ise şeytan etkili olur, bilginin amele dönüşmesini engelleme gayretlerini artırır. Bilginin amele dönüşmesini engelledikten sonra insan şeytan için kolay işlenebilecek bir alan oluşturmuş demektir.
Kalp ve akıl bir arada düşünüldüğünde, kontrolün salim akılda olduğu bir kalp Allahtan başka duygulardan arınmış bir kalptir ve bu kalpte her şey doğru bir biçimde yerli yerine oturmuştur. Allah ve yaratılmışlar arasında olması gereken salim adaletli düşünce bu aklın belirleyicisidir.
Allahın verdiği emanetler kulak, göz ne varsa bunlar emanetçinin amaçladığı şekilde kullanılmak suretiyle emanet ehli olunmalıdır. İsraf edilmemelidir.