ZOR ZAMANLAR
ZOR ZAMANLAR
Mehmet Ayman ([email protected])
Zor zamanlarda yaşıyoruz. İslam dünyası çok uzun denebilecek bir süredir küresel emperyalizmin tasallutu altında. Emperyalist ülkeler önceleri İslam coğrafyasının maddi zenginliklerini sömürmek için savaş silahlarıyla gelip işgal ettiği ülkeleri şimdi de manen, ahlaken, ruhen sömürmekte.
Aslına bakarsanız bu durum belki de geri dönüşü mümkün olmayan acılara ve yine haçlı savaşları veya Moğol istilalarında olduğu gibi küresel anlamda büyük trajedilere, travmalara neden olacak kadar ciddi. Hata Allah korusun küresel katliamların yapılacağı dünya savaşlarının çığırtkanları da savaş burularını öttürüyorlar zaman zaman.
Yaşadığımız acı ve travmadan daha büyük acı ve travma olur mu diyeceksiniz.
Gerek dost meclislerinde gerek yabacı ortamlarda İslam dünyasının içerisine düştüğü/ düşürüldüğü durumdan bahis açılsa çoğu zaman muhataplarımız, ‘o da ne’? Dercesine itiraz ediyorlar. İslam dünyası mı nerede.? Ve ya İslam ülkelerinden bahsetsek ‘hangi ülkeler onlar’? Hatta Müslümandan bahsedecek olsak daha da ileri giderek ‘kim onlar, hani neredeler? Diye biraz da ironiyle soruyorlar.
Burada dikkatinizi çekmem gereken bir unsur var elbette.
Konuştuğumuz insanlar Müslüman,
Yaşadıkları topraklar İslam toprakları ve
Müslüman bir ülkenin vatandaşı olarak yaşıyorlar. Tepkilerinde de dikkate değer iki unsur var.
- Kendilerini tamamen oyunun dışında tutarak başkalarını suçlama kolaycılığına kapılıyorlar. Yani kendileri Müslüman bir birey olarak ellerinden gelen her şeyi yapmışlar çalışmış çabalamış ama diğer Müslümanlar üstlerine düşen her şeyi yapmadıkları için bu hale düşmüşüz gibi konuşuyorlar. Hatta biraz daha ileri gidip küresel emperyalizmi neredeyse aklayacak bir tutum içerisine girip ‘ne demek kardeşim, sende razı olmasaydın vermeseydin topraklarını, vs savunmasına giriyorlar.
Ama yaşadıkları topluma o kadar yabancılaşmış ve mensubu oldukları dinden ve toplumdan o kadar soğumuşlar ki neredeyse Müslüman veya Türk olduklarından utanır hale gelmişler.
Aynı durumun İslam dünyasının tümü için de geçerli olduğunu söylersek sanırım yanlış bir şey yapmış olmayız. Yani ister doğuda ister batıda kuzeyde veya güneyde fark etmez hangi ırktan veya renkten olursa olsun fark etmiyor Müslümanlar yeryüzü coğrafyasının her bir köşesinde büyük bir çöküntü yaşıyorlar.
İslam dünyasının yaşadığı madde çöküntünün yanında birey olarak Müslümanlar da psikolojik bir travma yaşamaktalar.
İslam dünyasının, Müslüman ülkelerin veya Müslümanların ne derseniz deyin içerisine düştüğü /düşürüldüğü bu trajik durum doğal olarak ciddi bir çürümeyi de beraberinde getiriyor. Yani gitgide çürüyoruz. Tıpkı kabuklu meyvelerin içten içe çürümesi gibi bir çürüme. Ancak içi boşalınca fark edilecek bir durum bu. Bazı irfan sahibi öngörüsü/firaseti kuvvetli insanların çırpınıp dinmeleri de fayda vermiyor.
Müzmin muhaliflerden veya ikide bir ben demiştim diye çığırtkanlık yapan felaket tellallarından da bahsetmiyorum. Her türlü basın yayın aracında her hangi bir ahlaki ilke tanımadan Müslümanlara cepheden veryansın eden ama kendisinin de Müslüman olduğunu söylemekten kaçınmayan insanlardan da . Gerçekten yüreği yaralı kalbi kırık ve mazlum İslam aleminin içerisine düştüğü/düşürüldüğü durumdan muzdarip Müslümanlardan bahsediyorum.
Evet ortada izahı mümkün olamayacak kadar büyük bir trajedi var. Bu trajedinin mağdurları da mazlum binlerce Müslüman. Peki, bu oyunda gaddar rolü kimin. İste konu burada düğümleniyor bence. Koca Ragıp Paşa ‘Meşhur beytinde
“Şöyledir Râgıb Mücâzât-ı amel kim fi’l-mesel
Sorsalar mağdurunu gaddar kendin gösterir”diyor ya.
Yani ortada bir zulüm ve haksızlık var ama kim zalim kim mazlum belli değil.
Acaba öyle mi?
Ne demek İslam dünyasının içerisine düştüğü bu trajik durumun suçunu kabahatini küresel emperyalizmin üzerine yıkıp kurtulma kenara çekilme kolaycılığına kapılmayacağız elbette.
Tabiiki tersini de yapmayacağız. Yani emperyalizmi yok sayıp suçun hepsi tembel uyuşuk dinin veya tarikatların veya mezheplerin tasallutundan bir türlü kurtulup özgür olamamış modernleşememiş kabile toplumu olmaktan kurtulamamış… vs diye de tamamen Müslümanları da suçlamak kolaycılığına da kaçmayacağız elbette.
Mehmet Ayman